Balıkesir Masaj Salonu Masöz Beyza

Balıkesir Masaj Salonu

En sıkıntılı engelleri, dil sorununu, yalnızlığı, Arap’la lokantaya gittiği ilk günü aşmış, ruhunu bedeninin yapmış oldukları yüzünden fazla yakınmamaya ikna etmişti. Hayalinin ne işe yaradığını oldukça iyi biliyordu ve onu gerçekleştirmek için her şeye razıydı. Aslına bakarsan, bu hayalin içinde erkeklere yer yoktu. En azından anadilini konuşmayan, onun memleketinde yaşamayan erkeklere. Deprem sonlandığinde, Maria şunu söylememiş olduğu için kısmen suçlu bulunduğunu anladı: “sadeceım, senin kadar mutsuzum. Dün bendeki ‘ışığı’ gördün; buraya geldim geleli ilk kere bir erkekten bu kadar güzel ve dürüst sözler duydum.” Balıkesir Masaj Salonu

Balıkesir Masaj Salonu

 

Radyoda eski bir şarkı çalıyordu: Aşklarım daha doğmadan ölüyor. İşte buydu Maria’nın kaderi. Maria’nın günlüğünden; her şeyin normale dönmesinden iki gün sonrasında: Tutkunun etkisi altındayken, insan beslenmeyi, uyumayı, çalışmayı, huzuru unutuyor. Pek çok insan korkar tutkudan, çünkü geçmişle ilgili önüne çıkan ne var ise ezip geçer. Kimse dünyasının düzeninin bozulmasından hoşlanmaz. İşte bu nedenledir ki pek çokları bu tehlikeyi kontrol altında tutmayı başarır, baştan beri tozdan dumandan oluşan bir yapıyı ayakta tutabilir. Bunlar, geçmişte kalmış şeyler üzerinde çalışan mühendislerdir. Balıkesir Masaj Salonu

 

Kimileri de tam tersi görüştedir: Böyleleri, tutku yardımıyla bütün problemlerına çözüm bulacaklarını umut ederek düşünmeden kendilerini bırakırlar. Mutlulukları mevzusunda tüm sorumluluğu ötekine yıkar, böylece yaşayabilecekleri mutsuzlukların da kabahatlusu haline getirirler onu. Hep ya mutludurlar, çünkü mükemmel bir şey yaşamışlardır, Balıkesir Masaj Salonu yahut bunalımdadırlar, çünkü beklemedikleri bir vaka ne var ne yoksa mahvetmiştir. Tutkudan kendini korumak ya da körlemesine kendini ona bırakmak; bu iki tutumdan hangisi insana daha azca zarar verir? Bilmiyorum. Üçüncü gün, sanki ölüler arasından dirilmişçesine, Ralf Hart yine geldi; az kalsın çok geç kalmış olacaktı: Maria bir müşteriyle mevzuşmaya başlamıştı bile. Ama ressamı görünce, müşterisine kibarca dans etmek istemediğini, beklediği birinin bulunduğunu söyledi. Sadece o an anladı Maria, günlerdir ressamın yolunu gözlediğini. O saniye, kaderin yoluna dizdiği her şeyi kabul etti. Bundan dolayı sızlanmadı: Mutluydu, kendine bu lüksü sunabilirdi, çünkü günün birinde bu kenti terk edecekti.