Balıkesir Mutlu Son
Balıkesir Mutlu Son
“Ve?” “Ve Winston Oxford’dan oraya ulaşınca onu beladan uzak tutmak için elimden geleni yaptım. Balıkesir Mutlu Son Bu vazife fazladan bir on beş günümü aldı.” “Başka?” “Bana orada hanım olup olmadığını mı sormaya çalışıyorsun?” Miranda’nın gözleri Turner’ın yüzünden başka tarafa kaydı. “belki de.” “kadınlar vardı.” Balıkesir Mutlu Son Miranda yutkundu ve boğazında ansızın oluşan o müthiş düğümden kurtulmaya çalışırken kapıya yöneldi. “Bence artık gitmelisin, ” dedi sakince. Genç hanımı kollarından tuttu ve kendisine bakmaya zorladı. 4
Onların hiç birine dokunmadım, Miranda. Bir tanesine bile.” Sesinin yoğunluğu bile Miranda’nın ağlamak istemesine yetiyordu. “Niçin dokunmadın?” diye fısıldadı. “Seninle evleneceğimi biliyordum. Boynuzlanmanın nasıl bir duygu bulunduğunu biliyorum.” Turner boğazcaını temizledi. “Ve sana bu duyguyu yaşatmak istemedim.” “Niçin?” dedi hafifçe bir fısıltı halinde. “Çünkü duyguların benim için önemli ve sana çok değer veriyorum.” Miranda kollarını ondan kurtardı ve pencereye doğru yürüdü. Akşamın erken saatleriydi ama İskoçya’da yazın günler uzun olurdu. Güneş hâlâ yukarıdaydı ve insanlar sanki dünya umurlarında değbilimselş şeklinde, günlük işlerini görmek için bir o tarafa bir bu tarafa yürüyüp duruyorlardı.
Balıkesir Mutlu Son
Miranda onlardan bir tanesi olmak istiyordu; caddeden yürüyüp giderek sorunlarından kurtulmak ve bir daha geri dönmemek… Balıkesir Mutlu Son Turner onunla evlenmek istiyordu. Ona sadık kalmıştı. Şimdi neşeyle dans ediyor olmalıydı fakat onunla evlenmek isteme sebebinin aşk değil de vazife bilinci olduğu düşüncesini, kafasından bir türlü atamıyordu. Fakat Turner’ın kendisine karşı yoğun arzular beslediğinden şüphesi yoktu. Açıkça belli oluyordu ki Turner onu arzu ediyordu. Miranda’nın yüzünden aşağıya doğru bir yaş damlası süzüldü. Yeterli değildi. O Turner’ı böylesine saf ve temiz duygularla sevmeseydi, kafi olabilirdi. Bu… Bu çok büyük bir haksızlıktı. Bu yavaş yavaş onun içini kemirip mutsuz olmasına sebep olacaktı. Turner, ben…
Buralara kadar beni görmek için geldiğine teşekkür ederim. Biliyorum uzun bir seyahat ve geçekten de…” Miranda doğru kelimeyi bulmaya çalıştı. şehir’teki o kadınlardan uzak durman senin için çok onurlu bir davranış. Çok güzel olduklarından inanırım.” Senin yarın kadar bile güzel değillerdi, ” diye fısıldadı Turner. Miranda yutkundu. Miranda’nın işi gittikçe zorlaşıyordu. Pencere pervazına tutundu.